DİĞER
“Ahlak ve adabın nasıl mükemmel olması gerektiği hem Avrupa’da hem de İslam dünyasında ehl-i kalem arasında tartışılmakla kalmaz, ayrıca alt sınıflar üzerindeki gücü ifade etmek için araçsallaştırılır. Onun içindir ki birçok nezaket kitabında, yalnızca nasıl davranılması gerektiği değil, aynı zamanda aşağılık olarak görülmekten nasıl kaçınılacağı açıklanır.”
"Türk edebiyatı anı malulüdür. Yusuf Ziya sadece Yahya Kemal’in ibaresiyle ‘bu dar hendese’yi kırmakla kalmaz. Türkçenin en lezzetli sayfalarını yazar. Öte yandan ne kadar değinmese de arkada bir kuşağın çok kayda değer tablosunu, olaylarını kısa vurgularla aktarır geçer. Kitabı boydan boya okuyanlar gene de çok şey öğrenir. Unutulmuş, artık var olmayan bir Türkçenin kıvraklığı, çarpıcılığı cabasıdır."
"Yarım Adam; Yeşil Gece, Sodom ve Gomore, Yaban, Fatih-Harbiye, Üç İstanbul gibi kendisinden önce yazılmış romanların arasında hak ettiği yeri almalı, romanın dönemin temel meselelerini birey-toplum çatışması bağlamında nasıl somutladığı, ayrıntılarla nasıl dallandırıp budaklandırdığı üzerine daha çok düşünülmeli, karşılaştırmalı okumalarla 'fark'ı tespit edilmelidir."
"Tarihi dönemler, siyasi çevreler, şahsiyetler, zaman içinde soyut bir mahiyet kazanır. O dönemlerde yaşananlar ve yaşayanlar, zamanında ne ifade eder bilinmez, şahsiyetlerin her zaman pek çok çeşit olduğu unutulur, bazılarının şimdilerde etrafımızdakilere ne denli benzer olduğu düşünülemez. Hatırat, biyografi okumak bu bakımdan çok ufuk açıcıdır. Bunlara ‘portre’ yazılarını, kitaplarını eklemek gerek..."
"Fikret, Beyatlı ve Gökalp'in buluştukları çok temel bir nokta vardır: İnanç konusunda yaşadıkları yitim duygusu. Her üç şairin de, ideolojik ve kültürel bakımdan dinsel bağlılıklarını koruyan örnekleri vardır. Ama her üç şair de, yaşadıkları inanç yitiminin duygu durumunu, geri durmamış, şiir ile terennüm etmişlerdir."
Ahmet Cemil aslında romanın başında değil, sonunda doğar. Doğumu İstanbul’dan ayrılırken tüm çıplaklığıyla gördüğü hakikatin etkisiyle ortaya çıkar
Servet-i Fünun dergisi, tarihsel gerçeklik-metinsel gerçeklik-kurmaca boyutunda üç katmanda işlediği yoksulluk temasıyla, sistem eleştirisi gerçekleştirmeye ve asıl sorunun üzerine gitmeye de çalışır
Son 10 yılda Makyavelizm bir siyasî zekâ örneği ve liderlik başarısı olarak pazarlanırken, ilkeler ve değerler geri plana itildi; siyasete "seçim kazanıldığı sürece her şey mubahtır" mantığı egemen oldu...
Halid Ziya, Mai ve Siyah’ta romanın baş karakterinin bakışından hayatın nasıl göründüğünü, mai ve siyah renkleriyle çizilen levhalarla anlatır
Paris Ekolü'nün temsilcilerinden Selim Turan’ın Tez Antitez Sentez adını taşıyan sergisi 60 yılı aşkın sanat hayatı boyunca hep bir arayış içinde özgürce yol alan sanatçının dünyasının kapısını aralıyor
Levent Cantek: Sadece yazarlar değil herkes çok yazıyor, çok şey söylüyor, çok konuşuyor. Dedikodu, magazin, tanışıklık, aktüalite çok karışıyor, böyle olunca biri hakkında yazmak zorlaşıyor
Yusuf Ziya Ortaç 1960’ta basılan Bir Varmış Bir Yokmuş kitabında Reşat Nuri Güntekin için şöyle diyor: Bize bir değil, iki değil, beş kalemin vereceğini tek başına verdi. Ama biz o çapta bir Avrupalı yazara verilen huzurun beşte birini ona veremedik
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık